#145 Şanlıurfa & Pathways2Resilience: Plandan Uygulamaya Dirençlilik

October 22, 2025 00:35:57
#145 Şanlıurfa & Pathways2Resilience: Plandan Uygulamaya Dirençlilik
Smart in the City – The BABLE Podcast
#145 Şanlıurfa & Pathways2Resilience: Plandan Uygulamaya Dirençlilik

Oct 22 2025 | 00:35:57

/

Hosted By

Tamlyn Shimizu

Show Notes

Bu podcast bölümümüzdeŞanlıurfa’nın iklim dirençli kent olma yolculuğunu Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı Mehmet Demir Bey ile konuşuyoruz. Genç nüfus yapısından  hareketle şehrin fırsatlarını ve kırılganlıklarını masaya yatırıyorPathways2Resilience ve paralelinde ilerleyen CLIMAAX projelerinde yürütülen çalıştaylarpaydaşlarla ortak vizyon kurmaöncelikli temaların belirlenmesi ve raporlama adımlarını ele alıyoruzSohbetimizkuraklık gibi öne çıkan risklere karşı uygulanabilir çözümleridışarıdan gelen fikirlerin yerel kapasiteyi nasıl güçlendirdiğini ve bilgi/paylaşım pratiklerinin karar alma süreçlerine etkisini irdeliyorBölümün sonunda “akıllı şehir” kavramını teknoloji merkezli değilinsan hayatını kolaylaştıran ve kapsayıcı bir yaklaşım olarak yorumlayan bir çerçeve sunuyoruz. 

 

Like our show? Remember to subscribe and rate it!

Want to join us for an episode? Fill out the form on our Podcast Page.

And for more insights, visit our BABLE Smart Cities Knowledge Hub

View Full Transcript

Episode Transcript

[00:00:06] Speaker A: Welcome to Smart in the City, the Babel podcast where we bring together top actors in the smart city arena, sparking dialogues and interactions around the stakeholders and themes most prevalent for today's citizens and tomorrow's generations. I am your host Tamlin Shimizu, and I hope you will enjoy this episode and gain knowledge and connections to accelerate the change for a better urban life. Smart in the City, Babel Smart Cities'in size getirdiği gibi, bizler çalışma ve strateji devamından, birleşim ve implementasyona sahip olmaya başlıyoruz. Bizim hakkımızdan daha çok öğrenmek için, babel-smartcities.eu'da. [00:00:44] Speaker B: Babel platformuna gitmeyi unutmayın. [00:00:46] Speaker A: Bu bölüm bizim multilingual serimizden bir kısımdır. Bir çeşit dili ile başarılı olan BabelSmartCity'nin ekipmanları, bu bölümün dili ile uyumlu olanlar için. Diğer bölgelerden insanlara ulaşmak istiyoruz, bu yüzden farklı dili görürseniz şaşırmayın. Başka bir şey yoksa, mikrofonu günün başkanına göndereceğim. [00:01:05] Speaker B: Smart Indie City Babel Postgesine hoş geldiniz. Ben Melike Nur'u sever ve bu bölümde size eşlik edeceğim. Bugün, Sean Nurfayı ve Pathway to Resilience kapsamında yürüttükleri iklim dayanıklılığı yolculuğunu beraber keşfediyor olacağız. Daha önce duymadıysanız, Pathway to Resilience, Avrupa Birliği'nin uyum misyonu altında yürüttükleri bir finansman aracı. Bu çalışmada 18 aylık kapasite geliştirme desteği sunularak belediyelerin iklim adaptasyonu üzerinde mevcut durum analizi, strateji, eylem planı, yatırım planı gibi aslında çalışmaların oluşturulmasını destekliyor. Bugün de bizimle birlikte Mehmet Demir var şu an odada. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nde iklim değişikliği ve sıfır atık daire başkanı olarak deneyimiyle Şanlıurfa'nın Pathway to Resilience yolculuğunu ve belediyenin kazanımlarını bugün bize anlatıyor olacak. Hoş geldiniz Mehmet Bey. Nasılsınız? [00:01:58] Speaker C: Hoş bulduk. Teşekkür ederim Melike Hanım. [00:02:00] Speaker B: Sizler nasılsınız? Ben deyim. Teşekkür ediyorum. Oldukça heyecanlıyım çünkü Türkiye'den bu fonu kazanan ilk belediyelerden biri olarak eminim çok fazla kişi deneyimlerinizden faydalanıyor olacak. Hemen başlamadan önce dinleyicilerimizin sizi biraz daha tanıması amaçlı kendinizden bahsedebilir misiniz? [00:02:18] Speaker C: Tabii ki. Sizin duyduğunuz heyecanı ben de duyuyorum açıkçası. İlk ses kaydı daha spot kestim. Canlı yayınım olacak. Bu projemizle alakalı da Ben Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nde çalışıyorum. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanıyım. Çevre mühendisiyim. Yaklaşık 2011'den bu yana mesleğimle alakalı çalışmalar yürütüyorum. 2-3 yıllık bir özel sektör deneyimim var. 2014'ten bu yana da yarar yönetimlerde hizmet ederek iklimle alakalı çevreyle ilgili projeler geliştirmeye, üretmeye çalışıyorum. [00:02:54] Speaker B: Teşekkür ediyorum. Biraz Peltveyt'i Rezil Yılmaz'a başlamadan önce aslında ben de Şanlıurfa'yı ziyaret etme şansı yakalamamış biri olarak Şanlıurfa hakkında az bilinen bizimle, dinleyicilerimizle paylaşmak istediğiniz bir bilgi var mı? [00:03:09] Speaker C: Tabii ki. Şanlıurfa aslında Türkiye'nin en genç şehri. yaklaşık yaş ortalaması 21.4, Türkiye ortalaması ise 34.4. Türkiye'nin en genç şehri olması ve doğorganlık oranının yüksek olması ciddi bir potansiyel olarak görülmektedir. Yine bununla birlikte Yüze ölçümü, Hollanda'nın neredeyse yarısı, yine yaklaşık 3000 adet kırsalının veya köyünün olması, yaklaşık Avrupa'daki kırsal mahallelerin neredeyse aynısı kadar bir sayıya eşdeğer. Bu da yönetim anlamda, iklim değişikliğiyle ilgili mücadele anlamında, ciddi anlamda bir risk veyahut fırsatları bir arada bulunduran bir şehir olduğunu gösteriyor. [00:03:55] Speaker B: Teşekkür ediyorum. Aynı zamanda bahsettiğiniz üzere, benim de bir sonraki soruma ilerleyecek olursak, Pathway to Resilience bahsettiğimiz gibi aslında belediyelerin iklim adaptasyonu üzerinde planlamadan eyleme geçirilmesi, çalışmaların fonlanması üzerine kurumdaki kapasiteyi arttırmaya amaçlıyor. Ama benim burada merak ettiğim aslında, Şanlıurfa'yı bu başvuruyu yapmaya iten spesifik iklim riskleri nelerdi? Yani resmi beraber çekseydik o dönemde başvuru yaptığınızda ne görürdük Şanlıurfa'da? [00:04:26] Speaker C: Şanlıurfa aslında Risleri çok yüksek olan bir şehrimiz. Hem jeopolitik bulunduğu konum, sınırda olması, Suriye sınırında olması, hemen yakında savaş cereyan etmişti bundan 10-15 yıl önce. Bununla birlikte büyük bir yüz ölçümüne sahip olması ve yüksek bir nüfusa sahip olması, yaklaşık 2.2 milyon ve çok sıcak bir coğrafyada olmamız nedeniyle kuraklık, ve aşırı sıcaklık gibi iklim tehlikelerinin var olduğunu biz burada gördük. Tabi SKAP çalışmalarımızda yaptığımız anketlerde de bu ortaya çıktı. Tabi bu tehlikeleri bilmek yeterli değil. Bunlara nasıl tedbirler alabilirizi biz planladık açıkçası. Çünkü tehlikeyi görmek yeterli değil. Buna karşı nasıl bir çözüm üretmemiz gerektiğini biz burada düşündük. Yine şehrimiz Avrupa'nın en yüksek termal stres indisi, yani yılda 130 gün gibi çok sıcakların olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Ciddi anlamda yağışımız çok az. Yılda yaklaşık 450 milimetrelik bir yağış alıyor ve bunun tam karşısında da yılda 1400-1500 milimetre seviyesinde eau de respiration yani buharlaşma söz konusu şehrimizde. Dolayısıyla Şanlınfı'daki riskleri listelere karşı dirençli olmakla kalmaz, aynı zamanda sürdürebilirliği ve yeşilşehir uygulamalarını iyi yönetmemiz gerektiğini biz burada fark ettik. [00:05:56] Speaker B: Anlıyorum. Peki, başvuru sürecini başladığınız zaman biraz aslında diğer belediyelerimizle yol gösterme açısından. Evet, bir sonraki çağrı açılabilir. Ondan sonra bu seneki çağrımız yeni kapandı ama merak ettim. Belediyenin içerisinde başvuru sürecini nasıl kurguladınız? Hangi dış paydaşları dahil ettiniz? Kurum içerisinde kimler yer aldı bu projenin yazılması sürecinde? [00:06:21] Speaker C: Açıkçası bu çağrıyla alakalı, dediğim gibi iklim değişikliği yeni olması münasebetiyle biz de zamanla sürekli kendi kapasitemizi geliştiriyoruz. İlk SECAP'ımızı, daha doğrusu Seri Gözler İnventer raporumuzu 2019 yılında hazırladık. 2022 yılında da ilk SECAP çalışmamız oldu. Biz sürekli çalıştığımız bir uzmanımız var açıkçası. Bu konuda kendisiyle beraber hep yol katettik. İlerleme sürecinde bu çağrıdan haberdar olduk. Tabii bu çağrıyı duyunca şehrimize uygun olduğunu biz fark ettik. Başvuru sürecinde yine önceki hazırlamış olduğumuz verilerle birlikte, paydaş kurumlarla birlikte iş birliği içerisine girdik. topladığımız veriler donelerle birlikte başvuru sürecini, başvuru raporunu hazırladık ve gönderdik. Bu süreçte de tabii açıkçası hani olup olmayacağını tam bilemiyorduk. Ama değerlendirici kuruluş tarafından bölgemizi çok riskli olduğunu, bunu da biz çok iyi ifade ettiğimizden dolayı başvuru sürecimiz olumlu neticelendi. Yine biz Climax projemizi de kazandık açıkçası bu süreçle beraber. Aynı anda... İki projeyi kazanan tek bölgeyiz Şanlıurfa'da, daha doğrusu Türkiye'de. Avrupa bölgesine de biz irdelediğimizde hem Climax hem P2R kazananlarını tek bölge olarak görünüyoruz. Bu da bizim için çok büyük bir avantaj açıkçası. SECAP aşamasında hazırladığımız kırılganlık analiz raporları, risk raporlarıyla birlikte iklim tehlikelerini biz orada irdelemiştik aslında. Bu Climax da bize, P2R'a bir altlık oluşturdu. Genelde uyum konusunda direnç oluşturmaya yönelik bir çağrıydı bu. Tabii uyum sağlayabilmek için listeleri bilimsel verilere, datalara odaklı yapmak daha iyi sonuçlar bize doğuracaktı. Bu iki çağrıyı beraber de kazanmamız ve paydaş kurumlarla beraber bunu yürütmemiz bize büyük bir artı sağladı. Sonuçlarını da daha iyi elde etmemizi sağlayacaktır ilerleyen süreçte. [00:08:33] Speaker B: Anlıyorum. Açıkçası ben de Şanlıurfa'nın hem Climax hem de Pathway to Resilience'ı aynı anda alan tek bölge olduğunu bilmiyordum. Benim için de güzel bir bilgi oldu. Belki şöyle bir ek yapabilirim. O zaman Climax projesi içerisinde gene spesifik iklim riski olarak kuraklığı ele aldığınız bir çalışma gerçekleştiriyorsunuz. [00:08:54] Speaker C: Evet. İki iş akım şeması biz orada çalışıyoruz. İki iklim tehlikesi hem ısı dalgaları Hem de kuraklığı. Kuraklıkta da Şalnurfa'da en fazla yetiştirilen dört ürün üzerine odaklandık. Buğday, pamuk, mısır ve fıstık. Pamuk ve fıstık Türkiye'de en fazla üretilen tarım ürünü. Urfa'da mısır da ciddi anlamda üretilen bir tarım ürünü. Tabii bu ürünler çok fazla suya ihtiyaç duyulan ürünler. Yani biz ilk önce Urfa'da çiftçilerimiz buğdayı ektikten sonra ikinci ürün olarak mısır ve pamuğu ekiyorlar. Neden? Bizim bölgemizde GAP projesinden dolayı ciddi anlamda bir su var. Yani yapay sulama yapabiliyoruz. Ama yağışları baz aldığımızda ise ciddi bir kuraklık söz konusu. Yapay sulamayla biz bunu elde ediyoruz. Yani ciddi anlamda bir rekorta artışı söz konusu. Climax'da yine ısa adalarıyla alakalı İlk fazı biz bitirdik, güzel çıktıkları elde ettik. Bölgemizdeki en riskli bölgeleri tespit ettik. Tabii bu riskleri belirlerken de iklim tehlikesi, kırılganlık ve etkileşebilirlik terimleri veya bu etkiler üzerinden risk haritaları ortaya çıktı. Çıkan risk haritalarını irdelediğimizde yeşil alanların az olduğu, kırılgan grupların çok yüksek olduğu bölgeleri karşımızda gördük. Bu haritalar aslında bize Halk sağlığı açısında olsun, su yönetimi olsun, ulaşım, imar, planlama, yeşil alanlar içinde bir altlık görevi görecek açıkçası. Biz bu konuda kendimizi şanssız görüyoruz açıkçası. Diğer paydaşlara da biz bunları paylaşıyoruz yaptığımız çalıştaylarda, konferanslarda. Bu çıplılar neticesinde paydaşlarımızla ilgili kurumlar da yol alabilecekler artık. [00:10:49] Speaker B: Süper. O zaman yavaş yavaş tekrardan Pathway to Resilience yolculuğunuza geri döndüğünüzde şeyi sormak istiyorum. Şimdi siz tabii projeyi geçen sene kazandınız. 18 aylık bir çalışma süreci olduğundan zaten bahsetmiştim genel kurgusu sebebiyle. O yüzden süreç boyunca bugüne kadar Sean Nurfan'ın yürüttüğü çalışmalardan bize biraz bahsedebilir misiniz? Birkaç temel çıktığımız vardı zaten bahsetmiştim. Podcast'imizin başında mevcut durum analizi, strateji, eylem planı gibi. Açıkçası oralarda neler yapıyorsunuz? Önümüzdeki aylarda nasıl çalışmalar gerçekleştireceksiniz? Onu merak ediyorum. [00:11:24] Speaker C: Tabii. P2R metodolüsü aslında üç aşamalı bir yolculuk öngörüyor bizim için. İlk aşamada prepare the current dediğimiz yani zemin hazırla. Mevcut durumu anlamak, listeleri ortaya koymak, kapasiteyi haritalamak. haritalamayı içeriyor açıkçası bu aşama. Biz bu aşamada Shalmufa'nın iklim listelerini detaylı analiz ettik ve kırılgan grupları belledik. Yani yine dediğim gibi Climax bu konuda bize altlık oluşturdu. Biz şu anda ilk aşamayı geçmiş bulunmaktayız. Şu anda biz ikinci aşamadayız. Yani Build a Share Vision dediğimiz paylaşım mizyonu oluşturun. mantığıyla süreçi yürütüyoruz. Bu da paydaşlarla birlikte ortak bir vizyon oluşturmak demek. Şehirde uzman grupları organize ediyoruz bu aşamada açıkçası. Birebir yüz yüze gidip görüşüp yine kilit uzmanları belirleyip proje hakkında bilgi veriyoruz. Yapmış olduğumuz bir mekandaki çalıştaylarda ilgili uzmanları hani yanlış kişilerden ziyade direkt hedef kişilere ulaşıp, proje hakkında bilgi verip daha sağlıklı sonuçlar elde etmemizi sağlıyor açıkçası bu. Bunu tabii kendi kurumumuzda da biz bunu yaptık. iklim üst kurulu oluşturduk açıkçası. Yine ilgili birimlerden uzman kişileri bu kurula dahil edip çalışma grupları oluşturduk. Sahadaki uzmanları sorunu yerinde gören kişilerle birlikte kararlar oluşturup, daha doğrusu projeler oluşturup bu projeleri üst mealcilere, karar alıcılara sunuyoruz. Bu kendi içimizde yapmış olduğumuz. Yine iklim kanunuyla birlikte Biliyorsunuz yakın zamanda iklim kanunumuz onaylandı. Bunun içerisinde de il bazlı bir iklim yönetim kurulu oluşturulacak. Bunun başkanlığında valilik olup, yerel tüm paydaşları, tabii buradaki en büyük etken yine belediyeler olacak. Bizim bu hazırladığımız mekanizma, takip sistemi aslında kanunda da yer alıyor ve uygulanacak. Biz buna hazırlık yapmış olduk. Yine P2R'ımızdaki üçüncü aşamalı bir yolculuğumuz ise Define Pathways dediğimiz yolları tanımlayın. Yani sorunları nasıl çözeceğimizi belirlemeye çalışıyoruz açıkçası. O noktada eylem planı ve yatırım planları hazırlanacak. Hangi adımları, hangi kaynakları, hangi adımları atacağız? Yaptığımız proje fikirlerinde hangi kaynaklardan faydalanacağımızı biz orada planlayacağız. Biz ilk etapta şu anda temel raporumuzu sunduk ilk dokuz ay neticesinde. Şu anda ikinci aşamadayız raporlama kapsamında. Bu süreçte de yine paydaşlarımızla spesifik konuları belirleyeceğiz. Bunlara yatırım planları, yatırım yol haritalarını çizdikten sonra finans araçlarını Burada araştırmaya başlayacağız. Hangi proje için, hangi sektör için, doğru finans neresi? Tabii bunları yaparken de Pathway to Resilience'ın yöneticileri, mentörlükleri doğrultusunda ve yine diğer kazananların da iyi uygulama, bilgi paylaşımlarını da burada kullanarak bunu sağlayacağız. [00:14:44] Speaker B: Bir sorum olacak. Bu ortak vizyonu oluştururken... ...yani bahsettiğiniz yöntemde ikinci basamakta olduğunu söylediniz. Hangi gruplarla bir araya geliyorsunuz? Yani biraz paydaş profilini anlamaya çalışıyorum bu yaptığınız çalıştaylarda. [00:15:01] Speaker C: İklim değişikliği sadece bir yerel kurumun... ...veyahut bir kamu kuruluşunun meslek grubunun aslında sorunu değil. Küresel bir sorun. Yani bugün... Çin'de olsun, Amerika'da olsun, atmosfere saldığımız karbon dioksit bize de etkisi oluyor. Dolayısıyla yapacağımız çözümlerde ortak hareket etmeye çalışıyoruz. Üniversiteden tutun, bunu yerhaldeki diğer merkezi ve otoriteye bağlı tarım il müdürlükleri desteği, çevre il müdürlüğü, halk sağlığı, STK'lar, meslek odaları, Bunların hepsini bir araya getiriyoruz. Yine öğrenci grupları. Bunlarla beraber ortak hareket edip ortak çalışmalar yürütüyoruz. Hatta şu anda çok güzel örnek bir paydaş, ulusal seviyede bir çalışma yürütüyoruz. 20'siyle 29 Ağustos tarihleri arasında planlanmış Peyzaj İmmarları Odası tarafından 20'sinde başlayan bir PMO Genç Yaz Kampı başladı. Bugün de yaz kampımızın son günüydü. Bu ulusal seviyede bir meslek grubunu diğer şehirlerden de gelen meslek yani peyzaj mimarlığıyla ilgilenen uzman kişiler olsun, öğrenciler olsun, Urfa'ya bir çözüm üretme konusunda bir araya getirdik biz bunları, ev sahipliği yaptık açıkçası. Şu anda Harvard Üniversitesi'nde bunlar misafir edilerek, bu konuda biz de destek olarak Urfa'nın iki farklı noktasında, afetlere karşı dirençli şanlı Urfa'nın Doğa temelli çözümler mantığıyla planlamalar yaptılar. Dün açıkçası ben üniversitede bu öğrenci arkadaşları ziyaret ettim. Dört farklı grup oluşturmuşlardı. Yaptığı çalışmaları görünce hayran kaldım açıkçası. Bizim göremediğimiz, düşünemediğimiz, çünkü biz bu şehrin içerisindeyiz, bazen bazı şeyleri net göremiyoruz, yoğunlukta, koşturmacadan. Ama bu öğrenci arkadaşları biz ilk gün gel getirdik, şehirde proje alanlarını gezdirdik. Dışarıdan gelen, gören insan daha farklı bir bakış açısına sahip. Bu bakış açısını biz orada projeye yansıtıldığını gördük. Bunlar da bize bir ilham kaynağı olacak. Muhtemelen biz bunları uygularız. Diğer farklı yerlere de bunu entegre ederiz. dışarıdan gelen bir fikir veya bir dokunuşla şehrin dönüşümünü bu süreçte yaşayacağız birlikte. Doğrusuyla sadece yerelde değil, bu dediğim ev sahipliği yaptığımız PMO Genç Yalçık Kampı'yla da aslında farklı şehirlerde, üniversitelerde okuyan öğrencileri de burada misafir edip yine farklı üniversitelerde akademisyenlik yapan hocalarının öncülüğünde, onların fikirleri doğrultusunda burada projeler geliştirmelerini sağladık. Bu da bize büyük bir artık kattı. [00:17:59] Speaker B: Aynı zamanda Pathway to Resilience sürecinde de gene bu ortak hani beraber üretimle aslında kente nasıl katkı sağlayabileceklerini de süreç içerisinde dediğiniz gibi farklı paydaşlarla bir araya gelerek ortaya koydular. Ben gene bu etkinlikten haberdar değildim. İşte bu yüzden bir araya gelmemizin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Şimdi bu bahsettiğiniz üç basamaklı süreç boyunca Pathway to Resilience uzmanlarının sizi desteklediğini söylediniz. Ben de biraz Pathway to Resilience'ı kazanan, daha önce kazanmış olan, sizinle aynı zamanda kazanan diğer belediyelerle beraber Pathway to Resilience topluluğunda, bu ekosistemde peki neler öğrendiniz, onların deneyimlerinden? Çünkü bildiğim üzere eğitimler, bu inovasyon uygulama haftaları, akran paylaşımları gibi Pathway to Resilience ekibinin de düzenlediği bazı çalışmalar oluyor. Açıkçası önce orada öğrendiğiniz neler kazandırdınız, neler kuruma kazandırdınız, biraz onları merak ediyorum. [00:18:56] Speaker C: Bu süreç gerçekten çok, nasıl diyeyim size, başlarken uzun gibi görünen ama işin içine girdiğinizde çok hızlı bir şekilde ilerleyen, yetişmekte de biraz böyle, nasıl diyeyim size, efor gerektiren bir süreç. Kırk farklı kazanan bölgeyle birlikte biz aslında ilk kick-off toplantımızı 2024 yılının Eylül-Ekim aylarındaydım, yanlış hatırlamıyorsam. Orada ilk buluşmayı yaptık kendilerini de Hollanda'yla. Farklı iklim tehlikeleri olan, yine benzer iklim tehlikeleri olan bölgelerdeki paydaş katılımcılarla yaşadığımız sorunları orada ortak masalarda anlattık. Bilgi paylaşımı, tecrübe, aktarımı yine doğa temelli çözümlerle alakalı veri odaklı sistemleri nasıl yürüttüklerini biz orada gördük açıkçası. Yine bununla beraber IPG dediğimiz bilgilendirme toplantıları, yine iyi uygulamalarının sunulduğu haftalar yapıldı bu süreçte açıkçası. Biz de önümüzdeki ay böyle bir programa dahil olacağız. Climax projesi çıktıkları sonucunda elde ettiğimiz verileri biz şehrimizde nasıl entegre ediyoruz? Önceden yapmış olduğumuz uygulamaların aslında buna elverişle uygun bir zemin hazırladığını da biz burada gördük açıkçası. Tabii bu yaşadığımız tecrübeyi önümüzdeki IPC haftasında biz bunu aktaracağız diğer kazananlara. [00:20:34] Speaker B: ...Biraz aslında bir sonraki soruma da siz yavaş yavaş cevap vermeye başladınız. Çünkü en nihayetinde sizin topluluktan öğrendiğiniz şeyler olsa dahi... ...Sean Lurfa'nın tecrübelerini de topluluğa katacağı çok büyük şeyler olduğunu düşünüyorum. O yüzden biraz da Sean Lurfa'nın süreç boyunca öğrenimini... ...Pathway to Resilience topluluğunu beslemek amaçlı nasıl paylaşmayı düşünüyorsunuz? Örnek veriyorum hani başkalarının kullanabileceği şablonlar ya da yöntemler, izleme rutinleri... ...insanlar bunları nasıl erişebilir Pathway to Resilience komünitesinde? [00:21:06] Speaker C: Bununla alakalı, IPC'lerde yapılan sunumlar bize paylaşılıyor. Bir platform oluşturulmuş. Mesela o anda canlı olarak o eğitimlere katılamasak bile, o bölgelerin yapmış olduğu iyi uygulamaları biz oradan tekrar indirip inceleyebiliyoruz. Bu da büyük bir artı sağlıyor bize. Çarşamba günü yapmış olduğumuz yine bir programımız vardı aslında. Bu da sıcak. Bu hafta biraz yoğun bir hafta oldu bizim için son 10 gün açıkçası. Herhalde de biz bunu yapıyoruz. Türkiye genelinde UNDP, Türkiye ve İklim Değişikliği Başkanlığının yürütmüş olduğu iklim değişikliğiyle ilgili iyi uygulama programına biz davet edildik Şanlıurfa olarak. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte iyi uygulamalarımızı biz orada gösterdik. Tabii bunu biz hem yerel de sağlıyoruz hem ulus. Bu iki proje sayesinde uluslararası platformlar olsun veyahut programlarda bunu anlatma gibi fırsatımız oluyor. Bizim için çözüm olan bir sorun belki başka bir yerde birebir uygun olmayabilir ama bir ilham kaynağı açıkçası. Dolayısıyla biz de hani nasıl diyeyim size, iklimlerimiz belki aynı olmasa da, belki aynı enlemde olsak, yine aynı iklim sorunlarını yaşasak da uygun gibi görünmeyen bazı çözümler Birebir uygulanmasa da, örtüşmese de bize ilham kaynağı oluyor. Çünkü demografik yapımız çok farklı. Yani Avrupa kültürüyle bu bölgenin kültürü çok apayrı. Bir de konulara bakış açısı da çok farklı oluyor. Biz bölgede açıkçası bunun zorluğunu yaşıyoruz. Türkiye'deki batı bölgeleriyle Avrupa'ya hele gidince çok çok farklı. Dolayısıyla bunları bir yandan da farkındalık bilinçlendirme çalışmalarını da yapıp entegre etmeye çalışıyoruz. Yani aslında sorunu topyekün bir şekilde ilerletme yolunu izliyoruz. Hem bilinçlendiriyoruz hem sorunları kendi yöntemimize göre uyarlayıp bunları çözmeye çalışıyoruz ve yaptığımız bu çözümü de dediğim gibi hem yerel de Türkiye genelinde bunu anlatıyoruz hem de P2R aracılığıyla IPC haftalarımızdaki eğitim, iyi uygulama sunumlarında da aktaracağız biz önümüzdeki süreçte. Diğer bölgelerden de biz bunu öğreniyoruz bu süreçte açıkçası. [00:23:44] Speaker B: Evet, ilham verdiği konusunda ben de size katılıyorum ve podcastimizin en başında bahsettiğiniz gibi yani ölçeğe baktığımızda özellikle Türkiye-Avrupa kıyaslamasında bir metropolitan büyükşehir belediyesi olarak yüz ölçümü Hollanda'nın yarısı ama nüfus çok genç yani evet çok farklı. parametreler var ama en nihayetinde hem başka coğrafyalarda benzer zorluklarla karşılaşan belediyelerin neler yaptığını görmek size de ilham veriyor oluyordur diye tahmin ediyorum. Şimdi biraz önce hani projenin 18 ay boyunca hani aslında uzun görünse bile sürecin içinde olunca yoğunluktan dolayı da çok hızlı geçtiğini fark ettiğinizi söylediniz. Aynı zamanda açıkçası şöyle yorumlar alabileceğimizi de şimdiden düşünüyorum. Yani 18 aylık bir proje, evet, Pathway to Resilience bu 18 aylık proje penceresinde belki büyük bir değişim sağlamayacak çünkü çok kısa bir proje süresi olacaktır diyen dinleyicilerimiz de mutlaka olacaktır. O yüzden Şanlıurfa'nın burada öğrendiği, süreç boyunca edindiği üç öne ölçülebilir sonuç ya da en azından yakın zamanda proje bitimine doğru üretmeyi öngördüğünüz ölçülebilir sonuç ne olacaktır? Ki burada aslında 18 ayında bu tarz çalışmalarda ilk adımları atabilmek için yeterli olduğunu dinleyicilerimize gösteriyor olabilelim. [00:25:02] Speaker C: Tabii 18 ay hem uzun bir süreç hem de dediğim gibi sorun büyük olunca kısa. Sadece 18 ayla sınırlandıramıyoruz. Biz iklim değişikliğiyle ilgili kurumsal anlamda, bireysel anlamda bu farkındalığı ilk kazandığımızda yaklaşık 5 yıldır biz bu sürecin içerisindeyiz. Gerçekten bir adım attıktan sonra yeni bir adım atmanız ihtiyacı doyuyor. Çünkü sürekli genişleyen bir alan. ve yeni bir sorun olduğu için nasıl bir şeyle karşı karşıya kalacağımızı bilemiyoruz. Ben açıkçası bugün yine AFET'le alakalı erken uyarı sistemiyle ilgili bir toplantı gerçekleştirdim gün içerisinde. Sorunlarımız farklı olduğundan dolayı bunlara çözüm üretmek için birçok kişiden, özel sektörlerden de tecrübelerinden faydalanmamız gerekiyor. Tabii bu 18 aylık süreçte bu konuyla alakalı nasıl ilişkilendirebiliriz derseniz, birincisi biz Shell Nurfan'ın ilk iklim risk analizini tamamladık. Climax verileriyle birlikte aslında. Isı dalgaları, kuraklık ve tarımsal kuraklık gibi en kritik risklerimizi artık veriye dayalı olarak ortaya koyduk. Bu 18 aylık süreçte. İkinci olarak stratejik, strateji, eylem planı ve yatırım planlarımızı şu anda bu süreçte hazırlıyoruz. Zaten bizim için en önemli çıktılar aslında bu pituarda bu olacak. Riske sadece tanınmakla kalmadık. Çözüm yollarını ve önceliklendirmeyi de burada gerçekleştireceğiz. Tabii burada bizim önceliğimiz tarım şehri olmamız hasebi de. tarımsal listeleri ortaya koymak. Şehrimizin, az önce bahsettim, yaklaşık 19 bin kilometre karelik bir yüz ölçümümüz var. Bunun yüzde 65'i tarım arazisi ve gelirlerimizi biz tarım sektörü üzerinden sağlıyoruz. Bununla birlikte yine tarım arazisinin yüksek olması, kırılgan nüfusumuzun çok olması da ısı dalgalarını da etki ediyor açıkçası. Yani kendisi ısı adasıyla yine de tedbirler almamızı gerektiriyor. Yine PTR sürecinde 18 aylık süreçte elde ettiğimiz üçüncü somut ise kurumsal kapasitemizi arttırdık, arttırmaya da devam ediyoruz. Hem belirlediği için de hem de dış paydaşlarla sürdürülebilir bir iklim koordinasyon mekanizması da kurduk bu süreçte biz. Sürecin proje bitince sona ermeyecek açıkçası. Dediğim gibi bu proje bitince her şey bırakılmayacak. bunu sürdürmemiz gerekiyor ve yeni adımlar atmamız için zemin oluşturduk açıkçası bu 18 ayda. [00:27:49] Speaker B: Ben de açıkçası Pathway to Resilience'ın, yani benim şahsim görüşüm olarak, böyle bir süreci tetiklemek üzerine aslında kurgulandığını da bir yandan düşünmüyor değilim. Bir sonraki segmente, podcast'imizin kısmına geçmeden önce belki size şunu sorabilirim. Şu anda bizi dinleyen Türkiye'deki belediyeler için, Şanlıurfa'nın Pathway to Resilience yolculuğundan öğrenebilecekleri üç ana nokta nedir? [00:28:18] Speaker C: Bana göre birincisi, riskleri mutlaka veriye dayalı olarak ortaya koymamız gerekiyor. Ancak o zaman doğru önceliklendirmeleri yapabiliriz. Yani Urfa'da önceliğimiz kurallık ve sıcaklık açıkçası. Dolu olayları da yaşanıyor şehrimizde, sel de yaşanıyor. Ama bunlar bir Karadeniz bölgemizdeki gibi veya bir Akdeniz bölgesindeki kıyı şehirlerimiz kadar olmuyor. Önceliklerimizi belirleyip bunları veriye endekslememiz gerekiyor. Çünkü mühendislik bunu gerektirir. Yani bizim diğer meslek gruplarından ayıran özelliğimiz her şeyi sayısal verilere endekslememiz doğru sonuçlar almamızı sağlıyor. İkincisi ise sürece paydaşları erken dahil etmek çok önemli bu süreçte. Üniversitelerden, çiftçilere, STK'lardan, kamu kurumlarına kadar kimleri işin içine kattıysanız sonuç o kadar güçlü oluyor açıkçası. Konuşmamın bir önceki kısımlarında da söyledim. Sadece bunu yerel yönetimlere, bir meslek grubuna bırakmak doğru bir şey değil. Dışarıdaki normal bir vatandaş dahi bu sürecin içerisinde. Çünkü biz onun hayatını etkileyecek değişimler, dönüşümler yapmamız gerekiyor ve ileriyi düşünüp planlama yapmamız gerekiyor. Yine üçüncüsü ise kırılgan nüfusu sürecin merkezine almak gerekiyor. bu süreçte. Yaşlılar, mülteciler, düşük gelirli haneler veya kırsaldaki çiftçiler grupları dikkate almadan hazırlanan planlar eksik kalıyor. Biz bölge olarak yurt içi geliri az olan düşük olan illerden biriyiz. Yine çiftçilerimiz, genç nüfusumuz fazla. Kadınlar hakeza burada yine çok ciddi anlamda kırılgan ve yüksek oranda da bir mülteci barındırıyor şehrimiz. Biz yapmış olduğumuz bütün plan programları, bunları odağımıza alıp bu doğrultuda hareket ediyoruz. Ki yapılan çağrılar olsun, fonlar olsun genelde bu kırılgan grupların odağında olan projeleri daha ön plana alıyor ve daha sağlıklı sonuçlar alıyoruz. Bizim 2023 yılında yaşadığımız SEL'de de yine maalesef Dargerli ailelerin olduğu bölgelerde SEL taşkan riskleri daha fazla etkisini gösterdi. Çocuklar olsun, kadınlar olsun afiyetlere karşı daha az direnç gösterebiliyor ve uyum sağlayabiliyor. Dolayısıyla bunlar üzerinde biz merkezimizi alıp, bu grupları alıp, çalışmalarımızı bu doğrultuda, bu minvalde yürütmeye çalışıyoruz. [00:31:10] Speaker B: Bayağı bir derine indik bu Patbate Tourist Yılınası yolculuğunda. O yüzden bir sonraki bu mu şu mu bölümüne geçerek aslında biraz sohbeti de hafifleştireyim istiyorum amiyane tabirle. O yüzden şimdi hızlı bir şekilde iki seçenek arasından seçim yapmanızı isteyeceğiz Mehmet Bey. Bu bölümde biraz Şanlıurfa'ya has öğeler de eklemeye özen gösterdik. Buna benzer bir tanesini Marmara Belediyeler Bili'yle de ilk podcastımızda yapmıştık. O yüzden sormak istiyorum sizin için çay mı Türk kahvesi mi? [00:31:40] Speaker C: Çay. [00:31:41] Speaker B: Tamamdır. Benim için de sanırım çay içme sıklığımdan dolayı gün içerisinde bir tık önce basıyor olacak. O zaman ikinci sorum geliyor. Urfa kebabı mı yoksa lahmacun mu? [00:31:55] Speaker C: İkisinin arasında kaldım ya. [00:31:58] Speaker B: Lahmacun. Özel bir sebebi var mı diye sorayım. Çünkü... [00:32:05] Speaker C: Yani şöyle... En çok, yani yediğimiz bir yemek türü açıkçası. Urfa kebabını da seviyorum. İkisinin arasında kaldım dediğim gibi. Biraz daha macuna ağırlık bastı. Belki yakın, dün onu yediğim için belki onu söyledim. Olabilir. [00:32:20] Speaker B: Hay hay, anlaştık. O zaman üçüncü soracağım soru da, sizin için Balıklıgöl'de bir gün doğumu mu yoksa bir gün batımı mı daha keyifli? Günbatı mı? Tamam. Son sorum da bence bu, bütün dinleyicilerimizi ikiye öğrenecek bir soru olabilir. Çünkü baklava mı kadayıf mı gibi çok iddialı bir soruyla size geldim. Kadayıf daha… Kadayıf'in için daha uygun, tamam. Biraz şey gibi oldu, hani Güney Doğu bölgemize gelmişken bir gastronomi turu da yapmış gibi olduk. Şimdi bakınca soruların üç tanesi aslında yemek içmekle ilgili. Ve belki yavaş yavaş podcast'imizin de sonuna gelirken Mehmet Bey, her konumuza sorduğumuz bir sorumuz var. Bu, Babel Smart in the City podcast'inin kült sorularından biri aslında. O da, sizin için akıllı şehir nedir aslında? Hangi bileşenleri ve elementleri kapsıyor? Biraz aslında bununla ilgili görüşünüzü merak ediyorum. [00:33:17] Speaker C: Evet, akıllı şehir sadece teknoloji kullanan değil, veriyi, doğayı ve insanı birleştiren şehir demek bana göre. Bizim için akıllı şehir, gençleri, çiftçileri, yaşlıları hayatını kolaylaştıran bir ifade olması gerekiyor veyahut uygulama olması gerekiyor. Sadece teknolojiye odaklı değil, tamiyle elektrikten ibaret makineler olmaması gerekiyor. Günümüzde biliyorsunuz yapay zeka çok fazla gelişmeye başladı. Burada aslında gördüğümüzde yapay zeka insanın hayatını ciddi anlamda kolaylaştırıyor. Ama tamamıyla yerini almaması gerekiyor. Çünkü sonuçta insanlar duygusal canlar, ruhları var. Biz akıllı şehirleri veyahut akıllı terminolojisini tamamıyla insanın yerini alabilecek, tamamıyla insanını saf dışı bırakacak bir organize bir iş gibi görmeyelim. İnsanın hayatını kolaylaştıracak. bir yaklaşımla bunu şehre entegre etmemiz gerekiyor. [00:34:27] Speaker B: Evet, özellikle bahsettiğiniz gibi Şanlıurfa'nın da Türkiye'de en genç demografi nüfusa sahip olan kentlerinden biri olarak da... ...bu tarz çözümlerin ve yaklaşımların kabul görmesi de daha hızlı olabilir. O yüzden yakın zamanda belki başka bir podcast ile... ...belediye üzerinde yapılan akıllı şiir girişimlerini ve çalışmaları dinlemek keyifli olabilir. Çünkü dediğim gibi çok başka bir örneklem üzerinde aslında bu yaklaşımı test ediyor olacaksınız. Mehmet Bey, o zaman size teşekkür ediyorum. Öncelikle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin Pathway to Resilience yolculuğunu öğrendiğiniz somut dersleri bizle paylaştığınız için. Sevgili dinleyicilerimiz bu bölümü faydalı bulduysa, Türkiye'deki başka bir belediyedeki meslektaşınızla paylaşmak istiyorsanız lütfen çekinmeyin. Bunun yanı sırada tüm dinleyicilerimize akıllı şiir projeleri, çözümleri, uygulamaları hakkında daha fazlasını keşfetmek için Babel-smartcities.eu adresinden her zaman ücretsiz bir hesap oluşturabileceklerini hatırlatmak istiyorum ve dinledikleri için de teşekkür ediyorum. Sağ olun.

Other Episodes

Episode 30

January 18, 2023 00:43:31
Episode Cover

#24 Southern Regional Assembly, Ireland: "There Is Always Something To Be Gained In Projects"

We start 2023 with our very first co-hosted episode with Alessandro Gaillard, Communications Campaign Officer at the Solar Impulse Foundation and host of the...

Listen

Episode 59

November 28, 2023 00:40:42
Episode Cover

#53 CIVINET Iberia: Connecting Cities for Sustainable Mobility

In this first episode of our CIVINET Iberia series, we talked with Pedro Moreira, Head of Transport Authority and Mobility Management at the City...

Listen

Episode 62

December 06, 2023 01:01:02
Episode Cover

#56 Istanbul & Madrid: Empowering Cities through Data and Digital Innovation

This fourth and last episode of our collaboration with Red Española de Ciudades Inteligentes (RECI) was recorded live at the Smart City Expo World...

Listen